Tbmm kuruluşu
A) T.B.M.M nin KURULMASI ÖNCESİNDE GENEL DURUM T.B.M.M nin KURULUŞU ve İÇ İSYANLAR1) Meclisi Mebusan'ın
Son Osmanlı Meclisi Mebusan'ında Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i
Misak-ı Milli'nin metni, Atatürk' ün Büyük Nutku'nda belirttiği üzare, "Milletin amâl ve maksadını kısa bir
Başta Atatürk olmak üzere Heyeti Temsiliye üyeleri tarafından hazırlanan metin esas alınarak, Meclis-i Mebusan'ın, 28 Ocak 1920
2) Misak-ı Milli'nin Önemi ve Sonuçları
·Misak-ı Milli' nin kabul edilmesi,
·Misak-ı Milli beyannamesi, her şeyden önce milli ve bölünmez bir
·Misak-ı Milli ile Türkler, tam bağımsızlık şuuruna erişmişler ve millet olarak asgari haklarını istemişlerdir.
·İtilaf Devletlerinin, Yunan cephesinde bulunan milli kuvvetleri geri çektirmek için yaptıkları teşebbüsün imkansız olduğu hakkında almış oldukları cevap üzerine, YUnan kuvvetlerini taaruza başlatmaları, Ali Rıza Paşa kabinesini çekilmeye mecbur bırakmıştı. Bu defa' da
3)
15 Mart' ta
Bu işgali fedakâr bir telgraf memuru Manastırlı Hamdi efendi vasıtasıyla öğrenen Mustafa Kemal Paşa, derhal bütün cihana bu hareketi protesto ederek, bu işgalin haksız ve hükümsüz olduğunu ilân etmiştir. Ayrıca kapanan Meclisin Ankara' da açılacağını ve bütün Meclis azalarının Ankara' daki toplantıya katılmalarını bildirmiştir.
Mustafa Kemal Paşa ise, bu buhranlı günlerde bir taraftan İstanbul hükümetince kışkırtılan ayaklanmaları bastırıyor; düşman ilerlemesine karşı, epheyi tutmaya çalışıyordu. Diğer taraftan da. Anadolu'daki ulemadan 153 kişinin imzasıyla verilen mukabil fetva ile; asıl hainlerin, milleti istiklal yolunda savaştan geri koymak isteyenler olduğunu halka ilân ediyor ve Ankara' da toplanacak olan Millet Meclisinin hazırlıkları ile meşgul oluyordu. Mustafa Kemal Paşa, 22 Nisan 1920 de yaptığı bir diğer genelge ile, Büyük Millet Meclisi' nin 23 Nisan' da açılıp görevine başlayacağını, o günden itibaren Milleti temsil yetkisini bu meclisin haiz bulunacağını, bütün millete, askeri ve mülki makamlara bildirmiştir.
4) T.B.M.M'nin Açılması
23 Nisan 1920 Cuma sabahi erken saatlerde, Ankara'da bulunan herkes Meclis Binasi çevresinde toplandi. Halk, kendi kaderine sahip çikmanin coskusu içindeydi. Haci Bayram Camii'nde kilinan ögle namazindan sonra, Meclis binasi girisinde gözleri yasartan muhtesem bir tören yapildi. Saat 13.45'de, Ankara'ya gelebilen 115 milletvekili Meclis salonunda toplandi.
Parlamento geleneklerine göre, en yasli üye olan Sinop Milletvekili Serif Bey (1845), Baskanlik kürsüsüne çikti ve asagidaki konusmayi yaparak Meclis'in ilk toplantisini açti:
"Burada Bulunan Saygideger Insanlar, Istanbul'un geçici kaydiyle yabanci kuvvetler tarafindan isgal olundugu ve bütün temelleri ile halifelik makaminin ve hükümet merkezinin bagimsizliginin yok edildigi hepimizce bilinmektedir. Bu duruma bas egmek, milletimizin, teklif olunan yabanci köleligini kabul etmesi demektir. Ancak tam bagimsizlik ile yasamak için kesin olarak kararli bulunan ve ezelden beri hür ve basina buyruk yasamis olan milletimiz, kölelik durumunu son derece ve kesinlikle reddetmis ve hemen vekillerini toplamaya basliyarak Yüksek Meclisimizi meydana getirmistir. Bu Yüksek Meclisin en yasli üyesi sifatiyla ve Allah'in yardimiyla milletimizin iç ve dis tam bagimsizlik içinde alin yazisinin sorumlulugunu dogrudan dogruya yüklenip, kendi kendisini yönetmeye basladigini bütün dünyaya ilan ederek, Büyük Millet Meclisi'ni açiyorum."
Bu açis konusmasinda, millî egemenlige dayali yeni Türk parlamentosunun adi da "Büyük Millet Meclisi" olarak konulmustu. Bu ad herkesçe benimsedi. Daha sonra Atatürk'ün tüm konusmalarinda yer aldigi sekliyle ve ilk kez 8 Subat 1921 tarihli Bakanlar Kurulu Kararnamesinde de yazili olarak, "Türkiye Büyük Millet Meclisi" (TBMM) adi kalicilik kazandi.
TBMM, 24 Nisan 1920 günü yaptigi ikinci toplantisinda Mustafa Kemal Pasa'yi (Atatürk), baskanliga seçti. Mustafa Kemal Pasa, kendi öncülügünde kurulan TBMM'nin baskanligini Cumhurbaskani seçildigi gün olan 29 Ekim 1923 tarihine kadar sürdürdü. TBMM, açilisindan iki gün sonra, sadece yasama degil, yürütme gücüne de sahip olacak hukukî ve siyasî yapisini düzenleme çalismalarina basladi. Bu düzenlemeler, TBMM'nin tam bir güçler birligi ilkesini benimsedigini göstermisti.
5) T.B.M.M'ye Karşı Tepkiler (Ayaklanmalar)
Mustafa Kemal Paşa' nın azimli davranışı, milli davayı başarmakta gösterdiği güç, Damat Ferit Hükümetini memleket ve millet menfaatini hiçe sayan en ağır tedbirlere baş vurmaktan geri bırakmamıştır. Damat Ferit Hükümeti'nin tesir ve telkini ile irtica, istilâcı düşmanla birleşerek, Türk Milletinin kurtuluş ve istiklâl hamlesini kırmağa, yok etmeğe çalışmıştır. Mustafa Kemal Paşa ve yakın arkadaşları, İstanbul'daki "Birinci Örfi İdare Harbi"nin verdiği 4 Mayıs 2000 tarihli bir kararla, "resmî rütbe ve nişanlarının alınmasına" ve " idam cezasına" mahkûm olmuşlardır.
Padişah-halife ve onun Damat Ferit Hükümeti, düşmanlarla işbirliği yaparak çeşitli yerlerdeki cahil halkı Mustafa Kemal ve milliyetçi arkadaşlarına kışkırtmaya kalkıyor ve nihayetinde onların aleyhine harekete geçirmişlerdir.
Baş gösteren iç isyanlarla milli kuvvetler uğraşmak zorunda kalmış, kardeşi kardeşe boğduran bu kanlı olayların bastırılması için, Yunanlılar' a karşı kullanılan dört tümenden fazla kuvvet, cepheden çekilerek isyancılarla meşgul olmuştur. Yeni meclisin en çok önemle uğraştığı bir problem olarak iç isyanlar, millî bünyeyi uzun süre kemirmiştir.
Kaynak: www.ders34.tr.gg